Erkek Karaca, bir gölcüğün kenarında su içiyordu. Sakin sudaki
güzel aksine bakarak, “Ah” diye söylendi. “Ne kadar asil boynuzlarım
var. Böyle şahane çatallı boynuzlara nerede rastlanır! Asalet sembolü taç’a benzeyen bu boynuzlarına, biraz daha yakışan ayaklarım
olsaydı ya… Ne yazık ki, çok ince ve hafif ayaklar onlar…”
Tam o sırada, çıkagelen bir Avcı, keskin bir ıslıkla beraber,
ağaçların arasından okunu fırlattı, Karaca, bir anda ileri atılarak az
evvel şikayet ettiği o hafif ve zarif ayakları sayesinde, bir yıldırım
süratiyle oradan uzaklaştı. Fakat tam artık gözden kaybolmak
üzereydi ki, acelesinin arasında, hangi tarafa sapacağını şaşırmış
olduğu için alçak dalların birbirine dolandığı bir ağaç kümesine
girmesiyle boynuzlarını da o dallara takılarak Avcı’nın eline düşmesi
bir oldu. Son anında, durmadan:
“Heyhat!” diyordu.
“Ekseriyetle, bize en faydalı olandan şikayet ederiz
Leave a Reply