Cılız bir Kurt, bir gün açlıktan adeta ölmek üzereyken, bir ev
köpeğine rast geldi. Köpek:
“Ah, kardeşim” diye konuştu. “Bunun böyle olacağını ben
zaten çok daha evvelden biliyorum. İntizamsız bir yaşayış tarzının,
seni mahvedeceği zaten aşikardı. Niçin sen de, benim gibi daimi
olarak bir işte çalışıp, benim gibi, muntazam verilecek yemeklerini
yemiyorsun?”
“Hiçbir itirazım olamazdı” diye Kurt cevap verdi. “Eğer uygun
bir yer bulabilseydim…”
Köpek, hemen:
“Bu işi sana kolayca halledeceğim” dedi. “Haydi şimdi benimle
efendime gel, işimi paylaş, olsun bitsin…”
Böylece Kurt ile Köpek, şehrin yoluna koyuldular. Fakat yarı
yola gelmişlerdi ki, Kurt, köpeğin boynundaki tüylerin, yer yer, feci
bir halde dökülmüş olduğunu görerek merakla sebebini sordu:
Köpek:
“Oh, hiç mühim bir şey değil” diye cevap verdi. “Sadece geceleri beni zincirlerler de… Takılan tasmanın yeri… Önceleri biraz
acıyor ama, sonra çabuk alışıyor…”
Kurt, yapmacık bir hayretle sordu:
“Sadece bu kadarcık mı? Haydi öyle ise dostum, bana eyvallah…
“Besili bir esir olmaktansa hür olarak açlıktan ölmek iyidir.”
Bu güzel masal için teşekkürler, devamını beklerim.